Hikayeli Yemekler: Susurluk Ayranı

Yayınlanma Tarihi: 22 Ekim 2021
imageHikayeli Yemekler: Susurluk Ayranı /> ornament

Susurluk ayranı, Balıkesir’in Susurluk ilçesine özgü, yapımı ve tadı klasik ayrana göre farklılık gösteren Türk mutfağına ait bir çeşit yöresel ayrandır. Yapımıyla klasik ayrana göre farklılık gösteren Susurluk Ayranı kendine has tadı ve köpüğü ile öne çıkıyor.Ayrıca herhangi bir katkı maddesi içermemesi ve tuz miktarının az olması,sadece yoğurttan mayalanan doğal yoğurttan yapılması ayrana tadını veriyor.Yoğurdun kendi yağ ve kaymağı alınmadan yapılması, köpüğünün oluşmasındaki temel etkendir.

Rivayete göre, Fatih Sultan Mehmet han yaptığı gezilerde güzargah olarak kullandığı o zamanki adıyla “Su Sığırlık” olan şimdiki adıyla Susurluk ilçesinin bulunduğu bölgeden geçişi esnasında bölgenin sulak ve bataklık olmasından dolayı veziri Zağnos Paşa’ya bu bölgede sığır yetiştir arazi buna çok müsait burada yetişen hayvanın sütü kaliteli ve lezzetli olur. Sütünden yoğurt, yoğurdundan da ayran yapar bana da bir tas ikram edersin diye talimat verir.Talimata uyan Zağnos Paşa bölgede hayvan yetiştiriciliğine başlar.Fatih Sultan Mehmet Han bir süre sonra yine bu bölgeden geçerken Zağnos Paşa hizmetkarların başı olan Ayşe Bacıya elde edilen sütten yapılan yoğurttan bir tas ayran yapılıp hünkara ikram edilmesini emreder.Ayşe Bacı hazırladığı ayranın üzerine bir tutamda saman serpiştirir. İkram edilen ayranı süzerek içmeye çalışan Hünkar, Ayşe Bacıya ayran soğuk ve çok güzel olmuş, lakin üzerindeki saman neyin nesi diye sorması üzerine Ayşe Bacı utanarak hünkarım soğuk ayranı hızlı içerek üşütüp hasta olmayasınız diye yaptım diye cevap verir. Bu davranış Fatih Sultan Mehmet Han’ın pek hoşuna gider ve emriyle ayran mirasına sahip çıkılır. Yaşanan bu güzel hikaye yüzyıllar boyu dilden dile dolaşarak ”Ayran Susurlukta içilir” sözü her yerde söylenmeye başlar.
Yıllar sonra 1960 yılında karayolunun Susurluktan geçmesiyle ilçe aktifleşir.İlçenin dışında yaşayan Şükrü Bey ve eşi de karayolundan geçen araçlara manda yoğurdundan yaptıkları soğuk ve köpüklü ayranları satmaya başlar ve bu işe öncülük ederler.Böylece Susurluk Ayranının ünü yayılmış olur.

imageMissing Alt Text

Hikayeli Yemekler

Detay
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tarifleri

imageMissing Alt Text
Hikayeli Yemekler: Arnavut Ciğeri

Arnavut Ciğer inin kökeni, on beşinci yüzyılda Rumeli den İstanbul’a göç eden Arnavutlara dayanmaktadır. Rivayete göre, adını Osmanlı’da yaşayan ve ucuz olduğu için ciğer tüketen Arnavutlardan almaktadır. Taş işçiliği meşhur olan Arnavutlar, bu ağır iş için enerjiye ihtiyaç duyarlardı. Gerekli enerjiyi karşılamak için ise diğer gıdalara göre daha ucuz olan ve tane hesabı ile satılan ciğeri tercih ederlerdi.

imageMissing Alt Text
Geleneksel Mesajlar Taşıyan “Perde Pilavı”

Bu hafta konuğumuz lezzetinin yanında, malzemeleriyle geleneksel mesajlar taşıyan “Perde Pilavı”. Perde pilavı, fes şeklindeki bakır tencerelerde pişirilir ve Siirt’in en meşhur misafir yemeğidir. Dışı çıtır yufkayla kaplı, içi ise iç pilavla dolu bir yemektir. Görüntüsünden dolayı diğer pilavların daha fazla ilgi gören perde pilavı yalnızca Siirt ilimizde değil Türkiye’nin çoğu bölgesinde bilinmektedir.

imageMissing Alt Text
Fellah Köftesi İsmini Nereden Almaktadır?

Fellah köftesi, bulgur, yumurta, un ve sıcak su ile hazırlanan hamura şekil verilerek yapılan köftelerin haşlanması ve sarımsaklı-salçalı sos ile lezzetlendirilmesi ile ortaya çıkan bir yemektir.

imageMissing Alt Text
Hikayeli Yemekler: Falafel

Merhabalar! Size güzel bir haberimiz var. Bundan sonra her hafta Çarşamba günü @hikayeliyemekler ve @bizimtarifler olarak severek yediğimiz, nereden gelmiş bu dediğimiz lezzetleri, etimolojisinden, tarihine ve tarifine kadar inceleyeceğiz. İlk konuğumuz ise Ortadoğu mutfağının baş tacı lezzetlerinden biri olup ünü bütün dünyaya yayılan<strong> “Falafel”</strong>.

imageMissing Alt Text
Güllaç

En sevdiğimiz lezzetlerin tarihi serüvenlerini incelediğimiz serimizde bu haftanın konuğu, özellikle Ramazan aylarının ve iftar sonralarının yıldızı olan Güllaç. Güllaç; mısır nişastası, su, gül suyu, süt ve şeker ile hazırlanan, Osmanlı ve Türk Ramazan kültürünün en önemli miraslarından olan geleneksel bir Türk tatlısıdır.

Tümünü Gör