Ramazan Sofralarının Olmazsa Olmazı: İftariyelik

Yayınlanma Tarihi: 22 Ekim 2021
imageRamazan Sofralarının Olmazsa Olmazı: İftariyelik /> ornament

Sahurda niyet edip tüm günü oruçlu geçirdikten sonra, iftar vakti geldiğinde, oruç açmak için ve oruç açtıktan sonra yiyip içilenlerdir iftariyelik. Türk Dil Kurumu: “Ramazanda iftar açmak için ilk ağızda yenilecek ve içileceklerin tümü” şeklinde tanımlıyor iftariyeliği.

İnancımıza göre her şeyde olduğu gibi beslenmede de aşırılıktan uzak durmak, paylaşmak, yardımseverlik ve cömertlik esastır. Eski Ramazanlardan beri gelenek, bir bardak su, hurma veya zeytinle oruç açmaktır. Ramazan özenle donatılmış, bir kuş sütü eksik sofralardan ziyade, az ve öz yemekle karın doyurmayı anlatır.

Yıllar içerisinde her şey gibi “İftar” anlayışı da dönüştü. Özellikle misafirlerin ağırlandığı ramazan sofralarında sadeliğin yerini hem göze, hem damağa hitap eden gösterişli sunumlar aldı.

Eski Türkçe’de “şerait-i iftariyye” olarak adlandırılan iftar kuralları, iftarı iki bölüme ayırır: İftar sofrasının ilk kısmında ikram edilen iftariyelikler ve ikinci kısımda sunulan iftar yemekleri.

İftariyelikler arasında hurmadan zeytine, baldan kaymağa, tereyağından peynire, pastırmadan sucuğa, helvadan reçele türlü türlü atıştırmalıklar sayılabilir.

Mesela zeytinyağlı yemekler iftariyelikler arasında yer almaz ama iftar yemekleri kısmından eksik olmaz.

Eski Ramazanlarda insanlar iftariyeliklerle açtıkları oruçlarını çorbayla sonlandırırdı. Sonra teravih namazı için camiye gider, oradan bir tanrı misafirini evine davet eder, ve onunla birlikte sofraya oturarak iftar yemeğinin ikinci kısmına geçerdi. Bu gelenek bazı Anadolu şehirlerinde hala sürer.

Bu arada İftar kelimesi Arapça’da kahvaltı anlamına gelen ‘fıtr’ kelimesinden doğar. Yani günün ilk yemeği olarak kabul edilir. Kahvaltılık anlayışıyla iftariyeliklerin tüketilmesi ve ara verilip yemeğe daha sonra başlanması gün boyu aç kalan metabolizmaya bir anda yüklenilmesini engellemeyi amaçlar.

En yaygın kullanılan iftariyelikler

hurma
peynir çeşitleri
zeytin
pastırma
bal&kaymak
tahin&pekmez
kuru kayısı-incir-ceviz

helva
paçanga böreği / sigara böreği
yaprak sarması
zeytinyağı-limon

Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tarifleri

imageMissing Alt Text
Eskiyen diş fırçaları

Eskiyen diş fırçalarınızı kaynar suda durulayıp dar yüzeyleri temizlemek için kullanabilirsiniz. Sert kıllarıyla ulaşmanın en zor olduğu kirleri bile kolayca aldığını göreceksiniz.

imageMissing Alt Text
İyi çay demlemenin sırrı

Hâlâ sıcak olan suyu demliğin tek bir noktasından dökerek demleyin, tüm çayın üzerinde gezdirmeyin. Böylece çayın haşlanmasını engellersiniz.

imageMissing Alt Text
Hikayeli Yemekler: Kruvasan

Bu hafta konuğumuz yavaş yavaş İstanbul’un ve Türkiye’nin her köşesini ele geçirmeye başlayan Kruvasan. Ama ülkemizde bu kadar popüler olmasında bizce hikayesinin büyük etkisi var, kan çekiyor olabilir. Kruvasan, uzun zamandır Fransız mutfağının değişmez bir öğesi olduğundan Fransa nın ulusal yiyeceği kabul edilse de, geçmişinin Avusturya mutfağına dayandığı söylenmektedir. Kruvasan kelimesi Fransızca “croissant“ kelimesinden alıntıdır. Croissant Fransızca‘da “büyüyen, gelişen, hilal (büyüyen ay), ay şeklinde çörek” anlamlarına gelmektedir. Kruvasanın geçmişiyle ilgili farklı rivayetler vardır. En bilinen ve birçok tarihçi tarafından da anlatılan rivayete göre, kruvasanın kökeni “kipferl” isimli başka bir mayalı hamur işine dayanmaktadır.

imageMissing Alt Text
Mantar saklama

Taze mantarlar uzun süre tazeliğini koruyamazlar. Zaman içerisinde sulanarak çürürler. O nedenle, mantarlarınızı haşlayarak kendi suyu içerisinde kavonozlarda saklayın.

imageMissing Alt Text
Yemekte taze ot aroması yakalamak için

Taze otların yapraklarını kullandıktan sonra saplarını buzdolabında saklayın ve bir demet halinde pişirdiğiniz yemeğin içerisine koyun. Piştikten sonra bütün halde çıkarın.

Tümünü Gör