Yaz geldi! O zaman domates yiyelim…
Zaman, bugünlerde o kadar hızlı ki akşam nasıl olmuş, mayıs ne zaman bitmiş, yaz hangi ara gelmiş bilmez oldum…
Zaten mevsimler de sanki bizimle oyun oynuyor. Alışmaya da başlıyoruz kışın geç gelmesine, baharda kar yağmasına, yazın kurak geçmesine. Acaba kışın ortasında çiçeklerini açmaya başlayan ağaçlar da alışıyor mu bu zamanından önceliğe? Yozgat’ın, Çorum’un toprakları da diyor mu bu sene nerede benim yağan yağmurum, eriyen karım? Yapılması gereken çok şey vardır elbette. Ben onlardan ziyade mevsiminde beslenmenin bu mevsimlerin karışıklığında daha da bir önemsenmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Nedir mevsiminde tüketmek? Kışın patlıcan yememek, pazardan domates almamak, biberler de aman ne güzelmiş dememek; yazın canı portakal istememektir. Neden peki? Çağımızın gereği olduğunu düşündüğümüz gibi istediğimizi istediğimiz zaman yesek olmazmı? Aslında baklagiller, tam tahıllar, yemişler gibi uzun süre saklanabilen yiyecekler için olur. Ama kışın soğukla mücadele etmiş, tüm yapısı kışa göre tasarlanmış ıspanak, karnabahar, lahana gibi sebzeler yazın tüketilmemeli.
Doğada öyle güzel ve olağanüstü bir düzen var ki çok şaşırtıcı… Kış aylarında vücudumuz soğuğa karşı direnmek için daha çok enerji harcar. Bu enerjiyi nişastalı besinlerle karşılayabiliyoruz. Doğa da bize, o sert kış günlerinde yetişen lahana, ıspanak, karnabahar gibi bitkileri sunuyor. Yazın ise sıcaklık artışı ve terleme vücutta sıvı kaybına neden olurken doğada çilek, kiraz, marul, semizotu gibi bol lifli, bol sulu meyve ve sebzeler yetişiyor. Sizce bu tesadüf olabilir mi? Bol sulu, serin bir karpuz dilimi bizi ne kadar ferahlatır. Kışın ortasında kaç kere canımız soğuk bir karpuz ister ki?
Doğanın ve canlıların birbirleriyle, mevsimlerle olan uyumunu fark edip ona göre bir beslenme rutini oluşturmak kendimize yapabileceğimiz en güzel iyiliklerden kanımca.
Peki kışın hiç mi domates tüketmeyelim? Tüketelim, tüketelim elbet. Yazın sonuna doğru kaynatıp konserve yapalım. Aman uğraşması mı zor, küp küp doğrayıp buzluğa atalım. Ama illa yazın domatesini kullanalım. Baharda ekilmiş, yazın güneşini görmüş domatesi. Taze fasulye ve menemeni pişirip konserve yaparak; bezelye, biber, barbunya gibi sebzeleri de temizleyip dondurucuda saklayabiliriz. Böylece mevsimi dışındaki sebze ve meyvelere ulaşmak kolaylaşır.
Kendi mevsimindeki sebze ve meyveyi tüketmek hem ekonomik olarak hem doğaya bıraktığımız karbon izi bakımından da daha güzeldir. Yazın üretilen gıdalar bol ve daha ucuzdur. Kendi adıma kışın yaptığım konserve domateslerim geçen ay itibariyle bitti. Tüm kış özlemini çektiğim taze domatesleri pazardan alabilmenin ve üzerini tuzlayıp soframda görebilmenin keyfini çıkarıyorum. Tabii her şeyin zamanında daha güzel olduğunu hatırlatıyorum kendime zaman ne kadar hızlı geçse de…